Uzun metrajlı film
İlk film çok ses getirince ardından devam filmi olarak çekilen "Evrenin Askerleri: Geri Dönüş" filminin başrolünde yine Jean Claude Van Damme yer almıştır. Senaryo ilk filmin devamı filmi olarak yazılmamış, seriye uyacak şekilde uyarlanmıştır. Film gişede kötü bir performans sergilemiştir.
Komedi unsurlarının öne çıktığı, eğlenceli bir bilim kurgu sizleri bekliyor. Sigourney Weaver'ın başrol oyuncusu olarak yer aldığı filmin yönetmenliğini Dean Parisot yapmıştır.
Andy Kaufman, farklı bir komedyendir. Günün birinde kendini Amerika'nın ünlü şov programı Saturday Night Live'da bir rol alarak gösterme şansı bulan Andy, George Shapiro isimli bir menajerin ilgisini çekmeyi başarır.
Nebraska’nın Falls şehri, Brandon Teena (Hilary Swank) adındaki delikanlıyla ilgili dedikodularla sarsılmaktadır. Brandon, tüm kadınların olduğu gibi tüm kasabalının da dikkatini ve ilgisini çekmiştir. Karizmatik kişiliğinin ve masum yüzünün arkasında kocaman bir sır gizlemektedir. O herkesin olduğunu zannettiği kişi değildir. Her genç insan gibi hatalar yapmakta ve bu hatalarını da çok pahalıya ödemek zorundadır. Yeni sevgilisi Lana ve gözü pek arkadaşı John arasındaki sınırları yanlışlıkla aşınca sır, bir vahşetle ortaya çıkmıştır. Brandon Teena; hararetli bir aşık, toplum tarafından ötekileştirilmiş kimsesiz bir hayalperest, cesur bir hırsız ve haksızlığa uğramış trajik bir suçluydu...
Yunanistan'ın çıkardığı en büyük yönetmenlerden biri olan Theodoros Angelopoulos'un bol ödüllü Sonsuzluk ve Bir Gün filmi, yarıştığı sene Altın Palmiye ödülünü de kazanmayı başarmıştı. Filmin günümüzde halen çalınan müzikleri de sinema tarihinde iz bırakmıştır.
Er Ryan’ı Kurtarmak filmi, 4 çocuk annesi bir kadının İkinci Dünya Savaşı’nda kaybettiği üç oğlundan sonra tek dileği hayatta kalan tek oğlunun savaştan sağ salim dönmesi için yetkililerden yardım istemesi üzerine onu kurtarmak için girişilen mücadeleyi anlatmaktadır.
John Madden’ın gösterildiği yıl oldukça önemli dallarda tam 7 Oscar heykelciğini kucaklayan filmi Shakesepare in Love’un başrollerinde Joseph Fiennes, Gwyneth Paltrow ve Colin Firth gibi oldukça tanıdık isimler yer alıyor.
Armageddon filmi, gişede büyük başarı yakalayan filmleriyle tanınmış, yapımcı-yönetmen Michael Bay'in ses getirmiş bir filmidir. İnsanların kıyamet korkusuna bilimsel bir çözüm sunan filmin öne çıkan oyuncuları arasında Bruce Willis, Liv Tyler, Billy Bob Thornton ve Ben Affleck gibi isimler bulunmaktadır.
Yeni dönem ABD sinemasının en heyecan verici yönetmenlerinden biri olarak kabul edilen Darren Aronofsky’nin takıntılar odaklı filmi, bir ilk film olarak büyük bir beğeniyle karşılanmıştı. Filmin başrolünü ise, tek kişilik şovunu sergileyen Sean Gullette üstleniyor. 1998 Sundance Film Festivalinde En İyi Yönetmen ödülü almıştır.
Teknolojinin önemli bir oyun olduğu ve kimsenin bu oyunun kurallarını uygulamadığı yeni bir dünyada geçen New Rose Hotel filmi, William Gibson’ın kısa hikayesinden perdeye uyarlanmıştır. Yönetmen Abel Ferrara, hikayenin konusuna pek sadık kalmış olmasa bile çarpıcı bir filme imza attığı söylenebilir.
Dönemin ses getiren filmlerinden biri olan Derin Darbe filmi, sinemada pek çok kez karşılaştığımız 'kıyamet' temasını çarpıcı bir üslupla perdeye yansıtmıştır.
1960'lı yılların popüler TV dizisi Lost in Space'in sinema uyarlaması olan yapımın yönetmenliğini Stephen Hopkins yapmıştır. Filmin başrollerinde ise Gary Oldman, William Hurt, Matt LeBlanc ve Mimi Rogers gibi isimler yer almıştır.
Atılgan gemisi mürettebatı, Federasyonun eşsiz bir gezegenin yerlilerine karşı tuzak kurduğunu öğrenince, Kaptan Picard açık bir isyan başlatır.
2036 yılında, artık 40 yaşında olan Çavuş Todd 3465, savaşta sertleşmiş bir gazi ve orijinal 1996 doğumlu bebeklerin en iyi askeridir. Asker filmi, yayınlandıktan sonra çoğunlukla olumsuz eleştiriler almıştır. Ancak Kurt Russell'ın oyunculuk performansı beğenilmiştir.
Truman Show filmi sinema tarihinin en yaratıcı senaryolarından birine sahiptir. Dünyanın en güzel adalarından birinde yaşayan halk, inanılmayacak derecede ütopik bir yaşam sürmektedir. Bu adada yaşayan insanlar, her güne mutlu uyanıp herhangi bir sorunla karşılaşmadan günü sonlandırmaktadırlar. Truman da bu şanslı insanlardan biridir. Güzel bir eşe ve mutlu bir hayata sahip olan bu adam, günün birinde öldüğünü zannettiği babasını caddede gördüğü ana kadar hayatı olduğu gibi yaşamaktadır. Babasını gördüğüne emindir ancak adam bir anda ortalıktan kaybolmuştur. İlerleyen günlerde çeşitli gizemli ve tuhaf durumlarla karşılaşan Truman, bir şeylerin yolunda gitmediğini fark edecek, sahip olduğu hayatın gerçek olup olmadığını araştırmaya başlayacaktır.
Little Voice (LV) (Jane Horrocks), babasının ölümünden sonra sosyal hayatıyla arasına bir duvar örmüştür. Neredeyse hiç konuşmadan ve kimseyle herhangi bir iletişime geçmeden tüm yaşamını idame ettirmeye başlamış ve hayatını müzik dinlemeye adamıştır. Bir gün dinlediği şarkıcıları çok iyi bir şekilde taklit edebildiği, o an evlerinde bulunan bir adam tarafından fark edilecektir. Artık LV, yetenek avcıları tarafından şarkı söylenmesi beklenen bir şahsiyet haline gelecektir.
Vendome Meydanı'ndaki prestijli kuyumculardan birinin müdürü olan Vincent Mallivert'in ölümü (Bernard Fresson), karısı Marianne'i (Catherine Deneuve) yaşamında korkunç bir yol ayrımına sürükleyecektir. Marianne, yaşadığı bu şoktan sonra çoğu zaman sarhoş bir sersemlik içinde yaşamaktadır... Ta ki kocasının gizli sandığına saklanmış olan yedi muhteşem elması keşfedene kadar.
Pete Calder (Billy Crudup) ve Big Boy Matson (Woody Harrelson) Amerikan kırsalında yaşayan iki kovboydur. Ulusları henüz 2. Dünya savaşından yeni çıkmıştır. Dostluk adına birbirine tutunan ikili, New Mexico’daki Hi-Lo kasabasında hayatlarını sürdürmektedir. Mona ise güzel ve havalı bir kadındır. Kasabaya taşınan Mona, aralarından su sızmayan iki arkadaş olan Pete ve Big Boy arasındaki güzel dostluğu bozacaktır. İkilinin arasında adlandırılmayan soğuk bir savaş başlayacaktır.
Hayat Güzeldir filminin başkahramanı hayat dolu Guido (Roberto Benigni), güzeller güzeli öğretmen Dora'ya (Nicoletta Braschi) aşık olmuştur. Tüm engellere rağmen evlenirler. Ardından bir de çocuk sahibi olan çiftin hayatlarındaki tüm pürüzler ortadan kalktığında ise 2. Dünya Savaşı patlak verir. Yahudi oldukları için toplama kampına götürüldüklerinde Guido, oğluna esir kampının ve savaşın bir oyun olarak gösterecek; oğlu, oyunu başarıyla tamamlarsa ödül olarak çok istediği oyuncak tankı hediye edecektir.
Montreal’li bir ailenin oğlu, kendi dünyasındaki bazı çelişkilerden ötürü benlik arayışı içindedir. Bu süreç, onu olgunlaştırırken aynı zamanda ruhun farklı labirentlerine de sürüklemektedir. Babasına hayranlık derecesinde bağlı olan oğlan, onu hayal kırıklığına uğratmamak uğrunda kendi doğası ile daha derin çelişkilere de dalacaktır. Dahası bu durum onu yer yer çıldırmanın eşiğine kadar getirir. Çılgın, ruhsal bir yolculuğun, toplum baskısının ve insanın başkaldıran doğasının bir baba-oğul ilişkisi üzerinden anlatılmaktadır.
1554 senesinde geçen filmde hiçbir yasal düzeni kalmayan, bitik haldeki Büyük Britanya, hükmetmeyi başaramayan Kraliçe Mary'yi artık neredeyse tanımamaktadır. Dini güçlerin kontrolü altında tutulan krallık, halk ile hiçbir şekilde anlaşamamaktadır. Ekonomisi bir enkaz olan ülkenin aç ve öfkeli halkı, dünyada bir günün daha nasıl geçeceğinden şüphelidir. Kraliçe'nin ölümü ile ortaya çıkan yeni Kraliçe ise, ülkenin karanlık günlerini yeniden aydınlığa taşımaya hazırlanmaktadır. Kraliçe Elizabeth, hükmetmek için yükselmektedir.
Nicky adındaki bir çocuğun bütün ailesi mafya tarafından katledilmiştir. Yaşamı boyunca kendisini yalnızlığına adamış ve serbestliğine düşkün bir kadın olan Gloria (Sharon Stone) ise bu çocuğun bakımını üstlenebilmesi konusunda kendisine şaşırmaktadır. Kendisini, büyük bir sorumluluğun altına girdiği için büyük bir baskı altında hissetmektedir. Nicky’nin gangsterler dünyasının çoğu sırrını biliyor olması ise ikisini oldukça tehlikeli sulara doğru sürükleyecektir.
Eddie (Sean Penn), bir grup eşit derecede sorunlu arkadaşa sahip olan, kafası karışık ve korkusuz bir adamdır. Oda arkadaşı, yakıcı ve kalitesiz Mickey (Kevin Spacey), Eddie'nin aşkı Darlene (Robin Wright Penn) ile yatmaktadır. Nedeni ise sadece bunu yapabiliyor olmasıdır. Arkadaşı Phil (Chazz Palminteri), Eddie'yi endişelendiren şiddetli öfkelere eğilimlidir. Hepsi uyuşturucu ve alkol tüketirken hayatları üzerine konuşmaktadırlar. Başka bir arkadaş olan Artie (Garry Shandling), sonunda eğlenceli bir geceye hazırlanmış genç bir kızla (Anna Paquin) çıkagelir.