İspanyolca
Saf ve içten biri olan Betty Sizemore (Renée Zellweger), gerçek aşkının her gün seyrettiği bir pembe dizide rol alan doktor olduğunu zannetmektedir. Hemşire olmayı düşler; ama otomobil satıcısı serseri bir adam olan kocası Betty'e izin vermemektedir. Kocası bir uyuşturucu işinde öldürülünce, Betty içinde uyuşturucu paketlerinin saklı olduğu otomobile farkında olmadan atlayıp gerçeklerden kaçarak pembe dizi fantazileriyle yüzleşeceğini umduğu Los Angelas'a kadar gider. Kocasının katilleri tarafından takip edilen Betty, bu melekler şehrinde, rüyalarının doktoruyla gerçekten de tanışacaktır.
Madrid'te yalnız yaşayan bir anne olan Manuela (Cecilia Roth), henüz 17 yaşındaki oğlunun doğum gününde hayatını kaybetmesine şahit olur. Genç Esteban, başarılı bir yazar olabilmeyi ve bir gün babasının kim olduğunu öğrenebilmeyi umarak yaşamıştır. Oğlunun günlüğünü okuduktan sonra Manuela, Barcelona'ya gidip oğlunun babasını aramaya karar verir. Bu süreç yaşayacakları; aşk, dostluk ve keder dolu maceralar onu beklemektedir.
İki uyumsuz (Robin Tunney, Henry Thomas) hırsızlık yaparken tanışır ve hızla aşağı doğru sürüklenecekleri yeni bir göreve başlar.
Pulitzer ödülü kazanmış Carl Sagan’ın romanından Oscar ödüllü Forrest Gump filmiyle tanıdığımız Robert Zemeckis tarafından sinemaya uyarlanan, oyuncu kadrosuyla da kült filmler arasında yerini alan Mesaj filmi, evrenin kendisi ve insanoğlunun ona dair oluşturduğu algısı arasındaki çelişkiyi ortaya koyan önemli çıkarımlar yapmıştır. Mutlaka izlenmesi gereken yapımlar arasındadır.
Sıradan bir İtalyan postacı (Massimo Troisi), ünlü bir şairin mektuplarını taşırken şairle kurduğu yakın dostluk, şiiri ona sevdirmiştir. Bu durumu Beatrice (Maria Grazia Cucinotta) adındaki güzeli etkilemek için kullanacaktır. Mektupların sahibi Pablo Neruda’dır (Philippe Noiret). Onun gönderilerinden sorumlu postacı Mario, kısa sürede kendisi ile bir bağ kurar. Ondan aldığı destekle Mario, kendi içindeki cevheri açığa çıkartmayı öğrenecektir. Ardından da aşka davet zamanı gelecektir.
Jurassic Park'ta fosilleşmiş bir sivrisinekten çıkarılan dinozor kanı, bilimadamlarına DNA ile yeniden dinozor yaratma imkanı verir. Dr. Hammond, bu DNA’dan yola çıkarak genetik olarak dinozorlar geliştirir ve bir tür hayvanat bahçesi açar. Çeşit çeşit dinozorların canlı olarak görülebileceği bu özel hayvanat bahçesinin ilk test ziyaretçileri ise bir avukat, bir matematikçi, bir dinozor uzmanı ve bir bitkibilimci ile Hammond’un torunlarıdır. Dinozor embriyolarını ele geçirmek isteyen biri güvenlik sistemini devre dışı bırakınca, bütün dinozorlar adada serbest kalırlar.
Michael Crichton’un romanından perdeye uyarlanan filmin yönetmen koltuğunda sinemanın dahi çocuğu Steven Spielberg oturuyor. Jurassic Park filminde fosilleşmiş bir sivrisinekten çıkarılan dinozor kanı, bilim insanlarına DNA ile yeniden dinozor yaratma şansı tanımıştır. Güçlü özel efektlere sahip filmin gişede büyük başarı elde etmesi ile filmin 2 devam filmi daha çekilerek bir üçleme olmasını sağlamıştır.
Geleceğin dünyasında dışlanan ve ötekileştirilen çirkin ucubeler, güzellere başkaldırır.
1950'ler İspanyası'nda 2 kadın arasında kalan bir erkeğin öyküsünü ele alırken cinsel tutkuları ve erkeklerin korkaklığı anlatılmaktadır. Askerlik hizmetinden sonra Paco, para biriktirmek ve nişanlısıyla evlenmek için iş arar. Ancak nişanlısı onun cinsel yaklaşımlarını reddetmektedir. Ancak Paco, ilerleme kaydettiği sevimli bir dulun olduğu bir oda kiralayınca nişanlısı pes edecektir.
Terminatör 2: Mahşer Günü, 2009 senesinde geçmektedir.
Amerikan başkanı Kennedy'nin tartışmalı suiskasti sonrasında onlarca sanık belirlenmiş ve bir çok komplo teorisi öne sürülmüştür. Ancak gerçek bir türlü açığa çıkamamaktadır. Süiskastın ardından ortaya çıkan Lee Harvey Oswald, cinayeti tek başına kendisinin işlediği üzerine ısrar etse de arka planda farklı gerçek ve olasılıklar bulunmaktadır. Medya ve adalet bu olasılıkları değerlendirirken insanlar da olayın bir türlü sonuçlanmaması sebebiyle hayal kırıklığına uğramaktadır. Mahkemenin vardığı sonuca ikna olmayan bölge savcısı Jim Garrison (Kevin Costner), olayın ardında yatan gerçekleri ortaya çıkarmaya kararlıdır.
Aynadaki Ay filmi, 47. Venedik Uluslararası Film Festivali'nde ana yarışmaya katıldı.
Georges, Amerika’da kendisine bir iş teklif edilen bir Fransızdır. Ancak bu işi alabilmek için bir anlaşma yapmak durumundadır. Yeşil kart sahibi olması için bir Amerikalı ile evlenmesi gerekmektedir. Brontë Parrish, bir bahçe uzmanıdır. Onun en büyük hayali büyük ve serası olan bir eve taşınmaktır. Tam aradığı evi bulduğu sırada evin bekarlara verilmediğini öğrenmiştir. Bunun üzerine Fransız Georges ile sahte bir evlilik yapmayı kabul eder. Göçmen bürosu sık eleyip ince dokumaktadır. Bu sırada Georges, Brontë’nin yeni evine taşınmış ve imtahanı geçene kadar birbirlerini yakından tanımaya başlamışlardır. Ancak dıştan bakıldığında uyumsuz bir çift olarak gözükmektedirler. Acaba bu durum böyle mi devam edecektir.
Bağla Beni filmi psikolojik tedavi gören bir erkeğin erotik film oyuncusuna aşık olmasını konu edinmiştir. Saplantı kelimesi, belki de en büyük tehlikelerden birini içerir. Hele ki bu, insanın karşı cinsten bir başkasına karşı beslediği bağlılık üzerine kurulu bir saplantıysa her an her şey olabilir.
Çılgın Beyzbolcular filmi, başarısından dolayı 2 devam filmi daha çekilmiştir.
Uzun süren askeri rejim, son zamanlarını yaşamaktadır. 1983 yılında diktatörlük tamamen bitecektir. Bu nedenle de düzene karşı yaptığı eylemler sebebiyle hapse giren birçok insan özgürlüğüne kavuşacaktır. Floreal de (Miguel Angel Sola) o insanlardan bir tanesidir. Artık dışarıdaki hayatta, yeniden serbest olacaktır. Uzun zamandır evinden ve eşinden uzakta olmasına rağmen hapishaneden çıkar çıkmaz kendisini Buenos Aires kentinin sokaklarına atar. İçindeki boşluk bir anda dışına taşmıştır. Artık tüm şehri karşısına alıp her şeyle yüzleşme zamanıdır.
'Sinir Krizinin Eşiğindeki Kadınlar', İspanyol sinemasının en önemli yönetmenlerinden biri olan Pedro Almodovar'un imzasını taşıyor. 1988 yılında Akademi Ödülleri'nde 'Yabancı Dilde En İyi Film' kategorisinde Oscar ödülüne aday gösterilen film, yönetmenin dünya çapında tanınmasını sağlamıştır.
Arzunun Kanatları filmi, 2. Dünya Savaşı sonrası dönemin ve modernizm atmosferinin karıştığı Berlin'de gezmekte olan iki meleğin hikayesini anlatmaktadır. Utanç duvarıyla ikiye bölünen Berlin şehrinde insanları gözlemleyen Damiel (Bruno Ganz) ve Cassiel (Otto Sander) isimli iki melek insanlara görünmeseler de tüm yalnız ve depresif ruhlara yardım etmektedir. Şehrin yaşadığı yıkımın ve tarihin yakın tanıkları olan melekler, insanların üzücü düşüncelerini duydukça onları rahatlatmaya çalışmaktadır. Damiel ve Cassiel insanlara görünmez olsa da sadece çok iyi kalpli bazı çocuklara görünebilmektedir. Bir gün Damiel, güzeller güzeli bir artist olan Marion'a (Solveig Dommartin) aşık olur ve hayatı tecrübe edebilmek için insan formuna dönüşebilmeyi dilemeye başlar.
Arzunun Kanatları filmi, 2. Dünya Savaşı sonrası dönemin ve modernizm atmosferinin karıştığı Berlin'de gezmekte olan 2 meleğin hikayesini anlatmaktadır. Usta Alman yönetmen Wim Wenders'ın yönettiği filmin başrollerinde Bruno Ganz, Solveig Dommartin ve Otto Sander yer almıştır.
Pedro Almodovar imzasını taşıyan film, Berlinale'de Altın Ayı ödülüne kazanmıştır.
Eddie Felson (Paul Newman), bilardo oyununda ustalaşmış önemli bir isimdir. Artık yaşlandığı için geride durmaktadır. Bir gün bir mahalle barında Vincent (Tom Cruise) adında bir gençle tanışır. Onun bilardoya olan merakı ve yeteneği, Eddie’yi çok etkilemiştir. Vincent, ona kendi gençliğini hatırlatmaktadır. İkili yanlarına Vincent’ın kız arkadaşını da alarak ülkedeki bilardo turnuvalarını dolaşmaya başlarlar. Hızla başarı basamaklarını tırmanan Vincent, aniden gelen başarının tehlikeli yanları ile nasıl mücadele etmesi gerektiğini öğrenmek zorunda kalacaktır.
Pedro Almodovar'ın favori oyuncularından Antonio Banderas, Matador filminde genç haliyle sinemaseverlerin karşısına çıkıyor.
Film, 1970'li yıllarda Arjantin'de diktatörlük rejiminin en ağır olduğu dönemlerde geçmektedir. Ülke, pek çok insanın idamıyla ve yapılan işkencelerle sarsılmaktadır. Alicia, bir işadamıyla ilişki yaşamakta olan sıradan bir kadındır. Sesiz sakin sürmekte olan hayatı, kardeşiyle ilgili bir gerçeği öğrenmesiyle altüst olacaktır. Öğrendiği gerçek, kızkardeşinin evlatlık olduğudur. Sorun onun evlat edinilmiş olması değildir. Alicia bu durumun arkasında karanlık bir sırrın olduğunu düşünmektedir. Rejim döneminde çocuklar da öldürülmektedir. Eğer öldürülmedilerse de ölmüş gibi gösterilerek kaçırılmaktaydılar. Alicia bunu göz önünde bulundurarak kaçırılan çocuklardan birinin kızkardeşi olduğuna inanmaktadır. Alicia, kızkardeşine ailesini mahvedecek bu bilgiyi söylemek ve saklamak arasında kalmıştır.
Fahri bir Roma hukuku profesörü olan Leopoldo Contreras'ın ciddi ekonomik sorunları var. Klasik yazarların çevirileri ona hayatta kalabilmek için yeterli para kazandırmamaktadır. Bu yüzden evini bile satmak zorunda kalır. Durumunu düzeltmesi için ev ve yiyecek karşılığında eski bir öğrenciye esir olarak verilir.