Uzun metrajlı film
Ace Rothstein (Robert De Niro) renkli gece hayatı ve kumar çılgınlığıyla ünlü olan Las Vegas kumarhanelerinden birini yöneten bir işletmecidir. Rothstein bu işe başladığı günden bu yana işini düzgün yapıp güvenilirliğini korumaya ve kumarhane sahipleriyle arasını iyi tutmaya çalışmıştır. Ta ki yakın bir arkadaşı olan Nicky (Joe Pesci) işlerde ona yardımcı olmaya başlayana kadar... Bu açgözlü ve eğlence düşkünü adam yüzünden başarılı iş hayatı tepetaklak olma yolunda giden Ace, aşık olduğunda işler iyice yolundan çıkacaktır.
Chili Palmer (John Travolta), bir mafya lideri için çalışan bir çete üyesidir ve patronu Momo'nun ölümünün ardından, daha önce sıkça tartıştığı bir mafya lideri olan Ray 'Bones' Barboni (Dennis Farina) için çalışmaya başlayacaktır. Palmer'ın yeni işindeki ilk görevi, patronuna borcu olan Leo Devoe'yi (David Paymer) bulmak ve parayı almaktır. Ancak bu esnada Devoe'nin bir uçak kazasında öldüğü haberi gelir. Leo'nun karısı, kaza sonrasında havayolu şirketinden 300 bin dolarlık bir tazminat almak üzeredir ve Chili de bu nedenle onu ziyaret etmeye karar verir. Ne var ki burada Leo'nun ölmemiş olduğunu ve Las Vegas'da olduğunu öğrenecektir. Chili Palmer, Los Angeles'in yolunu tuttuğunda hayatı beklenmedik şekilde değişecektir.
Ucuz Roman, o yıl tam 7 dalda Oscar'a aday gösterilmiş ve En İyi Orijinal Senaryo Oscarı'nı kazanmıştır. Ayrıca 1994 Cannes Film Festivali'nde en iyi film ödülü olan Altın Palmiye Ödülü'nün de sahibidir.
En sevilen romantik komediler arasında olan bu film, belki de her zamanki formülün dışına çıkmıyor ama içerdiği mini hikaye örgüleri ve mutlu sonu çok da fazla gözümüzün içine sokmadan sunuvermesi açısından üzerine çektiği ilgiyi fazlasıyla hakediyor. TV kökenli Mike Newell’in sinema dünyasındaki ilk zaferlerinden biri. Yakışıklılığının zirvesindeki hovarda Hugh Grant ve gerçekten güzelliğinin doruğundaki Andie MacDowell ise büyüleyici bir performans sergilemekte.
Forrest Gump, düşük I.Q. sahibi genç bir adamdır. Jenny ile tanıştığında ona aşık olur. Ancak aşkını yaşamı süresince istediği gibi yaşayamayacaktır. Ayrıca Gump, bilmeden tarihteki önemli kişiliklerle tanışmış ve yaptıkları pek çok önemli olaylara vesile olmuştur.
Sinemalarda gösterime girdiğinde büyük ses getiren Yıldız Geçidi filmi, sonralarında Stargate SG-1 adı altında TV dizisi olarak ekranlara gelmiştir. Albay O’Neil rolünü McGyver dizisinden tanıdığımız Richard Dean Anderson canlandırmıştı.
Bilgisayar dünyasının en sevilen oyunlarından biri olan Street Fighter'ın sinema uyarlaması olan film, dövüş filmi sevenlerin oldukça seveceği türden bir yapım.
Zaman yolculuğu keşfedilmiştir. Bundan faydalanan zengin insanlar gibi gangsterler de bu yolculuktan yararlanmak için kolları sıvamıştır. Zaman yolculuğu istismarını önlemek için de hükümet T.E.C adında gizli bir birim kurmuştur.
Hiçbir insan, hayatınını çoğunlukla dışarıdan görüldüğü gibi bir yaşamamaktadır. Filmde Harry Tasker'ı bunun iyi bir örneği olarak karşımıza çıkmaktadır. Harry, bir gizli ajandır ancak karısı onu bilgisayar firmasında satış görevlisi olarak çalışan biri olarak bilmektedir.
Her hareketin bulacağı bir karşılık illa ki vardır. Her ne kadar işin içinde sevgi, aşk gibi kavramlar yer alsa da içgüdüsel tepkilerimiz çok farklı bir şekilde ortaya çıkabilir. Polonyalı Karol, Paris’te yaşayan bir kuafördür. Evliliklerini cinsel açıdan doyurucu bulmayan karısının kendisini boşamasının ardından ayrıca kuaför salonunu ateşe vermesi, üstelik zavallı adamı kundakçı olarak gammazlaması bardağı taşırmıştır. Memleketi Polonya’ya dönemeyecek kadar parasız kalan ve duygusal olarak çöken Karol, hala sevdiği karısıyla durumu eşitlemek için fantastik bir plan yapacaktır.
Valentine, emekli ve kendisine oranla oldukça yaşlı bir yargıçla kurduğu bir ilişkinin devamında kendi hayatının en büyük fırtınasını yaratacaktır. Valentine günün birinde, ihtiyar adamın komşularının telefonlarını dinlemek gibi oldukça tuhaf bir psikolojik sorunu olduğunu fark edecektir. Artık bu ilişkiyi normal düzene sokmak gibi bir ihtimal kalmamıştır.
Sıradan bir İtalyan postacı (Massimo Troisi), ünlü bir şairin mektuplarını taşırken şairle kurduğu yakın dostluk, şiiri ona sevdirmiştir. Bu durumu Beatrice (Maria Grazia Cucinotta) adındaki güzeli etkilemek için kullanacaktır. Mektupların sahibi Pablo Neruda’dır (Philippe Noiret). Onun gönderilerinden sorumlu postacı Mario, kısa sürede kendisi ile bir bağ kurar. Ondan aldığı destekle Mario, kendi içindeki cevheri açığa çıkartmayı öğrenecektir. Ardından da aşka davet zamanı gelecektir.
1950'lerin sonlarında geçen filmde, ABD Ordusu, nükleer mühendis Hank Marshall'ı (Tommy Lee Jones) Alabama'daki izole bir silah test tesisine atamıiştır. Hank, nükleer silahların atmosferde denenmesine karşı duruşu nedeniyle üst düzey subaylarıyla dalga geçmektedir. Marshall'ın karısı Carly (Jessica Lange), duygusal dengesizliği ve çapkın doğası nedeniyle durumu daha da kötüleştirmektedir. Alabama'ya taşınmak demek, eşini üs komutanı Vince Johnson'ın (Powers Boothe) kollarına göndermek demektir.
Kült filmler arasında yerini almış olan bu filmde Keanu Reeves’in canlandırdığı Johnny karakteri; 2021 yılında yaşayan, silikon çip takılarak biolojik olarak geliştirilmiş bir anlamda hafıza kuryesidir. Siber uzay kavramının da mucitlerinden olan ve bilimkurgu fanları tarafından övüle övüle bitirilemeyen William Gibson'ın bir kısa hikayesinden yine kendisinin senaryosunu kaleme aldığı film, 1995 yılının en iyi filmlerinden biriydi. Şüphesiz Gibson’ın hikayesini, henüz internetin yaşamımızın vazgeçilmezi olmadan önce yazmış olması, üstün zekasının da işaretlerinden biridir. Tüm bir neslin idolü olan kavramları derine inmeden harmanlayan Matrix filminin onca gürültü koparttığı yıllarda, Johnny Mnemonic’in gözlerden kaçmış olması üzücü...
Uzay Yolu serisinin 7.si olan Uzay Yolu: Yeni Nesil filminde meşhur uzay gemisi Atılgan'ın yeni bir türevi üretilmimiştir. İlk yolculuğu için hazırlıklar tamamlanmıştır. Yolculuk sırasında acil durum sinyaline veren başka bir uzay gemisine yardım ederken çıkan çatışmada eski kaptan Kirk kaybolur. Yerine yeni kaptan Jean-Luc Picard geçer.
2005'ten önce de bir Fantastik Dörtlü uyarlaması olduğunu pek kimse bilmez. 1994 yılı yapımı filmin hikayesi de oldukça ilginçtir. Roger Corman 1994 yılında Stan Lee'nin Fantastic Four çizgi romanında uyarlama live-action filmini bitirdiğinde, film gösterime bile sokulmadan ortadan kaybolmuştur. Aniden ortadan kaybolan film, kısa zamanda fanlar arasına elden ele korsan kopyaları dolaşarak bir külte dönüşecektir.
Jurassic Park'ta fosilleşmiş bir sivrisinekten çıkarılan dinozor kanı, bilimadamlarına DNA ile yeniden dinozor yaratma imkanı verir. Dr. Hammond, bu DNA’dan yola çıkarak genetik olarak dinozorlar geliştirir ve bir tür hayvanat bahçesi açar. Çeşit çeşit dinozorların canlı olarak görülebileceği bu özel hayvanat bahçesinin ilk test ziyaretçileri ise bir avukat, bir matematikçi, bir dinozor uzmanı ve bir bitkibilimci ile Hammond’un torunlarıdır. Dinozor embriyolarını ele geçirmek isteyen biri güvenlik sistemini devre dışı bırakınca, bütün dinozorlar adada serbest kalırlar.
Schindler’in Listesi filmi, Oskar Schindler adlı bir Alman işadamının 2. Dünya Savaşı zamanında Polonya’da kurduğu fabrikada Yahudi işçileri çalıştırması ve bu sayede 1100 Yahudi’nin hayatını kurtarmasını anlatıyor. Filmin kazandığı Oscar Ödülleri: En İyi Film, Yönetim, Kurgu, Sanat Yönetimi, Görüntü, Özgün Müzik ve Senaryo Uyarlaması.
Michael Crichton’un romanından perdeye uyarlanan filmin yönetmen koltuğunda sinemanın dahi çocuğu Steven Spielberg oturuyor. Jurassic Park filminde fosilleşmiş bir sivrisinekten çıkarılan dinozor kanı, bilim insanlarına DNA ile yeniden dinozor yaratma şansı tanımıştır. Güçlü özel efektlere sahip filmin gişede büyük başarı elde etmesi ile filmin 2 devam filmi daha çekilerek bir üçleme olmasını sağlamıştır.
OCP adlı şirket, Delta City'i kurma yolunda ilerlerken bir yandan da şehrin arka sokaklarında kalan insanları para ve kaba kuvvet kullanarak evlerinden çıkartmaya başlamıştır.
Daha önce Şarküteri filmini yönetmiş dahi yönetmenler Jean-Pierre Jeunet ve Marc Caro'dan yeni bir şaheser duruyor karşımızda.