Uzun metrajlı film
Tanınmış bir Rus şair olan Andrei (Oleg Yankovskiy), 18. yüzyılda yaşamış ve Bolonya’da eğitim görmüş memleketlisi müzisyen Sosnovsky’nin yaşamını araştırmak için İtalya’ya gelmiştir. Güzel İtalyan tercümanı eşliğinde Toskana’dayken mutsuz evliliğinin, karısının ve çocuklarının Rusya’daki hatırası onu yakalamıştır. Seyahati giderek içsel bir serüvene dönüşürken mistik bir aydınlanma, şairin yolunu aydınlatacaktır.
Alkolik eski Country şarkıcısı Mac Sledge (Robert Duvall), küçük bir Teksas kasabasında genç bir dul olan Rosa Lee (Tess Harper) ve oğluyla arkadaş olur.Bu dostluk kariyerine devam etmek için Mac’e ilham vermektedir. Ancak tam aralarındaki ilişki gelişirken Mac’in karanlık geçmişi sorunlar yaratacaktır.
Alexander ve Fanny mutlu bir ailesi olan 2 küçük kardeştir. Bu mutluluk babalarının ani ölümüne kadar devam eder. Kısa bir süre yakışıklı bir rahibin evlenme teklifini kabul eden anneleri, tüm aileyi mutsuzluğa sürükleyecektir. Rahibin evine taşınan aile, burada hapishane hayatı yaşamaya başlayan aile kaderlerini değiştirebilecekler midir?
Kuzey kutbunun buz tutmuş topraklarında bir kurdun peşinden koşan Norveçli bilim insanları, Amerikan Antartik araştırma üssüne kadar gelmişlerdir. Ama burada esrarengiz bir şekilde hayatlarını yitireceklerdir. Neler olduğunu anlayabilmek için dışarı çıkan Amerikan bilim adamları, Norveç araştırma üssüne gidip esrarengiz olayı çözmeye karar verirler. Norveç bölgesine yaklaştıklarında buldukları şeyler, esrarengiz ve tüyler ürpeticidir. Bir cesetle karşılan adamlar, bedeni otopsi için yanlarında alırlar. Ancak bu 'şey' tahmin edilemez boyutlarda bir ürkünçlüğe sahiptir.
1982 Cannes Film Festivali'nde Altın Palmiye'yi Şerif Gören'in Yol filmiyle paylaşan bu etkileyici yapıtın yönetmen koltuğunda Costas Gavras bulunmakta.
Gandhi, Hindistan tarihinin en önemli kişiliği Mahatma Gandhi'nin hayatını ele alıyor. Akademi Ödülleri'nde sekiz dalda Oscar kazanan film, 300.000 kişiden oluşan, sinema tarihinin en kalabalık sahnesi rekorunu elinde bulunduran cenaze sahnesiyle hafızalara kazınmıştır.
İşlerin Gidişi filmi, Portekiz'deki bir film ekibinin kıyamet sonrası bir Dünya'da hayatta kalanlar hakkında siyah beyaz bir bilim kurgu filmi çekerken meydana gelen olayların öyküsünü anlatmaktadır.
Meraklı uzaylılar, ziyaret etmek ve meraklarını gidermek amacıyla dünyaya iniş yaparlar. Fakat geri dönüşlerken aralarından birisini almayı unuturlar.
İhtiras Labirenti, Sexilia, Sadec, Riza Niro ve Queti adındaki dört gencin yaşamına ön plana çıkarıyor.
Tootsie filmi, usta yönetmen Sydney Pollack ve tam bir oyunculuk örneği sergileyen Dustin Hoffman ikilisini bir araya getiren yapım izlenmesi gereken yapımlar arasındadır.
Sophie (Meryl Streep), Nazi kamplarından sağ olarak çıkabilmiş ve Nathan’ın varlığı ile yaşamak için bir neden bulabilmiş bir kadındır. Filmde onun 1947’de geçen hikayesi, genç yazar Stingo'nun (Peter MacNicol) ağzından anlatılmaktadır. Stingo, bu ikili arasındaki inişli çıkışlı ve zorlu aşkın şahididir. Sophie, devamlı kabuslar ve huzursuzluk veren hayaller görürken, Nathan da soykırım takıntısı yüzünden şizofreniye varan şiddetli krizlerle uğraşmaktadır. Stingo, kadının koluna damgalanmış numarayı görünce yaşadıklarını öğrenmek ister. Sophie tecrübe ettiklerini anlattıkça, ilişki içindeki sorunların kaynağı da yavaş yavaş ortaya çıkmaya başlayackatır. Sophie, kampta Naziler tarafından hayatı boyunca kendisinde derin yaralar bırakacak olan bir karar almaya zorlanmıştır.
Boston'da hayatını sürdüren Frank Galvin, alkol bağımlısı bir avukattır. Ayrıca kariyeri pek de iyi gitmemektedir. Frank Galvin karakterine usta aktör Paul Newman'ın canlandırdığı "Karar" (The Verdict) filmi, Sidney Lumet'in yönetmenliğini yaptığı unutulmaz bir klasiktir.
Takıntılı derecede operayı seven Fitzcarraldo, Peru'nun küçük bir şehrinde bir opera binası inşa etmek istemektedir. Ancak bunu başarmak için önce kauçuk işinde bir servet kazanması gerekmektedir. Bu amacını gerçekleştirmek için planında büyük bir nehir botunu yerli Kızılderili'lerle birlikte küçük bir dağdan geçirmek vardır.
Mermer Adam'ın devamı niteliğindeki Demir Adam'da Mateusz Birkut'un oğlu Maciek Tomcyk'in (Jerzy Radziwiłowicz) hikayesi ön plana alınıyor.
Filmin yönetmenlğini Mark Rydell üstlenirken başrollerde ise Katharine Hepburn, Henry Fonda ve Jane Fonda rol almaktadır.
Rahibin kızları Marianna ve Juliane, kadın hakları adına toplumla amansız bir mücadeleye girişmiştir. Ancak onların kullandığı araçları tamamen farklıdır; Juliane bir muhabir olarak çalışırken, kardeşi bir terör örgütüne katılmıştır.
Yol filmi, sıkı yönetim döneminin en iç acıtıcı dönemlerini gözler önüne sermektedir. Yılmaz Güney'in sinemamızın yüz aklarından biri olan bu ölümsüz yapıtı, Cannes Film Festivali'nde Altın Palmiye ödülünü alarak evrensel anlamda da başarısını kanıtlamıştır.
Amerikalı gazeteci John Reed'in gerçek yaşam öyküsünden uyarlanan film, kendine ikinci planda 1. Dünya Savaşı'nı konu olarak seçmiştir. Louise Bryant, yeni tanıştığı John (Warren Beatty) için kocasından ayrılmıştır. John ile tanıştıktan sonra feminist hareketlere de katılan Louis, sonrasında John ile birlikte Amerika'daki iş gücünü korumak adına önemli protestolara katılacaktır. Ekim Devrimi sırasında Rusya'ya giderek buradaki komünist hareketlerden etkilenen sevgililer, Amerika'ya döndüklerinde benzer bir devrim gerçekleştirmeyi kafalarına koyacaklardır.
Primo (Ugo Tognazzi), fakir bir ailede büyümüş, ancak daha sonra küçük bir fabrika sahibi olmuş; yani tabiri caizse yoktan varolmuş ve İtalyan ekonomisinin belkemiğini oluşturan adamlardan biridir. Ancak Primo'nun sakin yaşamı, oğlunun kaçırılışı ile altüst olacaktır. Oğlunu kaçıran teroristlerin istediği fidyeyi verip vermeme konusunda kararsızlığa düşen Primo, bir ikilem içindedir ve karısıyla birlikte duruma çözüm aramaya koyulurlar.
Sarah (Meryl Streep), 18. yüzyıl Viktorya döneminin tüm ihtişamının içinde yaşayan alt sınıf kökenli bir kadındır. Tüm kusuru, aşkının ve kalbinin sesini dinlemesidir. Sevdiğinin peşinden gitmiş ve tüm çevresi tarafından dışlanmıştır.Sahte ahlak gösterilerine maruz kalan Sarah, yine de kendi burnunun dikine gitmiş ve toplum ile ters düşmüştür. Tabi bu zıtlaşma, her türlü özgür yaşam koşullarından da uzak bir yaşamı dayatmıştır.Günün birinde tesadüfen tanıştığı Charles (Jeremy Irons) ile aralarında bir yakınlaşma doğar. Yüksek sınıfa mensup bir aristokrat olan genç adamın ise bir dezavantajı daha vardır; kendi sınıfından olan nişanlısı...
5 dalda Oscar ödülüne aday gösterilen başarılı yapıt, usta yönetmen Louis Malle imzalı.
Fil Adam, gerçek bir hayat öyküsünü anlatıyor. Gerçek bir yaşanmışlıktan beyaz perdeye uyarlanan filmin yönetmeni, sinemanın aykırı yönetmeni David Lynch imzalı. Lynch filmografisindeki gerçekçi duruşuyla sivrilen filmin başrollerinde başarılı oyunculuklarıyla Anthony Hopkins ve John Hurt var.