Arapça
Dover liman kasabasında geçen filmde Mary Hussain, kocasının beklenmedik ölümünün ardından aniden kendini dul bir kadın olarak bulur. Cenazeden bir gün sonra, Manş Denizi'nin sadece 30 km ötesinde Calais'te bir sırrı olduğunu keşfedecektir.
Genç Ahmed filmi, öğretmenini öldürmeye karar veren bir gencin öyküsünü anlatmaktadır. Belçikalı bir genç olan Ahmed, kendisini büyük bir çıkmazın içinde hissetmektedir. 13 yaşındaki genç, dinlediği bir imamın düşünceleri ile yaşamın baştan çıkarıcı etkileri arasında sıkışıp kalmıştır. Hayata duyduğu bağlılık, birini öldürme arzusunun önüne geçebilecek midir?
Araba tamircisi olan Tony ve eşi Shirine sade bir hayat yaşamaktadırlar. Mutlu çift, doğacak çocukları için günleri saymaktadır. Yaşadıkları sokakta uzun süreden beri altyapı çalışması vardır. Lübnan’dan Filistin’e göç eden, çalışmalardan sorumlu şirketin ustabaşı olan Yasser, Tony’nin balkonundaki su giderinin akıttığını fark eder. Tony’nin evine gidip su giderini tamir etmek isteyen Yasser, Tony’nin sert tavırlarıyla karşılaşınca onu dışarıdan onarmak zorunda kalır. Yasser ve Tony’in tamirat yüzünden aralarında başlayan zıtlaşma giderek daha şiddetli bir noktaya taşınır ve ikili kavgaya tutuşur. Sorun mahkemeye taşınınca ikisi arasındaki mesele artık bir kamu davasına dönmüştür.
5 farklı hikayeden oluşan filmin yönetmen koltuğunda Oscar Onur Ödülü ve 71. Cannes Film Festivali Özel Altın Palmiye Ödülü sahibi Jean-Luc Godard oturuyor.
Suudi çölünün derinliklerinde, jihadi bot kampında yeni heyecan arayanlar, Suudi hükümetini devirmek için bir komploya imza atar. Güvenlik güçleri tarafından ele geçirilen geniş çaplı El Kaide filmlerinden oluşan bu belgesel film, beyin yıkamalı idealizmin ve macera peşinde koşmanın çılgınlığa ve katliamlara nasıl dönüşebileceğini göstermektedir.
Bombalarla sarsılan Halep'ten kaçarak kız kardeşi ile yollara düşen Suriyeli bir göçmen olan Khaled'in bu uzun yolculukta kız kardeşi kaybolur ve Khaled bir geminin kazan dairesinde Helsinki'ye ulaşmayı başarırı. Sanki bir uzaylı gibi dolandığı Finlandiya'da göçmenlik başvurusu yapan Khaled'i bürokratik saçmalıklar rahat bırakmaz. Göçmenlik bürosu, Halep'te bir sorun olmadığını ve bu yüzden ülkesine geri dönmesi gerektiğini söyler. Bir yandan da kız kardeşini bulmaya çalışan Khaled, Helsinki'de yaşayan suratsız ve soğuk yüzlü restoran sahibi Wickström'ün restoranında çalışmaya başlar. Bu birbirinden tamamen farklı iki insan hem iş arkadaşı hem de dost olurken dünya da her zamanki gibi dönmeye devam etmektedir.
Büyük hayalleri olan Hedi (Majd Mastoura) genç bir adamdır. Hedi, Tunus’un sosyal kuralları ile tek başına mücadele eder. Annesi, Hedi'nin hayatı ile ilgili kararlar vermeye çalışırken Hedi, Rym ile tanışır ve ait olduğu dünyadan daha farklı bir dünyanın varlığını keşfeder.
Quentin Tarantino’nun en iyileri listesine girmeyi başaran “adam kaçırma gerilimi”, içerdiği bazı şiddet ve cinsellik sahnelerinden dolayı küçük yaştaki seyirciler için uygun değildir.
1970'lerde geçen gerçek bir hikayeden uyarlanan filmde usta dolandırıcı Irving Rosenfeld ve ortağı Sydney Prosser genç ve yetenekli bir FBI ajanı olan Richie DiMaso tarafından yakalanır. Hüküm giymemelerinin ise tek bir yolu vardır: FBI için çalışmak. FBI'ın üst düzey yöneticilerinden gelen bu teklifi kabul ederler; görevleri ise kendileri gibi usta bir şekilde dolandırıcılık yapan kimi insanları teşhis etmektir. Ajan DiMaso ve çalışma arkadaşları tarafından hazırlanan plana göre, bir kumar cenneti olan Arap Şeyhi’nin yönettiği Atlantic City'de ünlü kumarcıların katıldığı geniş çaplı bir oyun organize edeceklerdir. Başlarda son derece masumane ve zekice görünen bu plan, zamanla değişime uğramaya başlar.
Gerry Lane (Brad Pitt), 2 kızı ve biricik eşiyle mutlu bir hayat sürdüren bir aile babasıdır. Günün birinde arabaları trafikte sıkışıp kalmıştır. Ancak Lane, her zamankinden farklı olarak yolunda gitmeyen bir şeylerin olduğunu hemen anlayacaktır. Tehlike hızla yaklaşmaktadır. Brad Pitt'in hem başrolünü hem de yapımcılığını üstlendiği film, insanlar ve zombiler arasında yaşanan sıra dışı bir savaşı anlatıyor. Film, Max Brooks'un aynı isimli kitabından perdeye uyarlanmıştır.
Dünya Bizim Değil filmi sadece kişisel bir film olmanın ötesine geçerek bir milletin geçmişini ve bugününü evrensel bir dille anlatıyor.
Halen daha kanamakta olan bir yarayı sinema perdesinde anlatan filmin başrolünde Oscar'lı İspanyol aktör Javier Bardem bulunuyor.
Muhammed adındaki bir Taliban askeri, büyük bir takip sonucu Amerikan askerleri tarafından Afganistan'da yakalanarak Doğu Avrupa'ya gönderilir. Kendisini cezaevine götüren araç kaza yapınca, Muhammed (Vincent Gallo) kendisini birden evi olarak bildiği çölden çok uzakta, dizlerine kadar karlarla kaplı bir ormanda buluvermiştir. Muhammed'in bundan böyle tek bir düşüncesi vardır: o da kaçmak. Resmen var olmayan bir ordu tarafından acımasızca izlenen Muhammed, hayatta kalmak için öldürmekten başka çaresi kalmadığını anlayacaktır.
İçimdeki Yangın'da yönetmen Denis Villeneuve, yazar Wajdi Mouawad'ın bol ödüllü tiyatro oyunundan sinemaya taşıdığı trajik bir hikâye ile karşımızda. Orta Doğu'daki iç savaşın en karanlık dönemine ışık tutan İçimdeki Yangın, En İyi Yabancı Film Oscarı'na da aday gösterilmişti.
Günümüzde de devam eden savaş dolayısıyla, filmin güçlü oyuncu kadrosunun savaşı hissederek sergilediği etkileyici performans, eleştirmenler tarafından tam not aldı. Film ilk kez 65. Venedik Film Festivalinde seyirciyle buluştu. Film SIGNIS ödülü dahil birçok ödüle layık görüldü. Yine de entelektüel sinema yazarlarının bir kısmının "işgalci unsur" meselesine pek değinilmeden filmde işlenen şiddetin tek yanlı ele alınmasını eleştirmesi de unutulmamalı.
Sevilen filmin yeni serisinde Latveria’ya dönen Von Doom ile birlikte fantastik dörtlü artık yeni sorunlarla uğraşmak zorundadur.
Irak'ta konuşlanmış olan küçük bir Amerikan askeri birliğini merkezine alan film, farklı bakış açıları ile bu askerlerin karşılaştıkları olaylara verdikleri tepkilerini, yerel Irak halkına karşı tutumlarını ve her iki taraftaki medyanın bu olayları nasıl yansıttığını apaçık göstermektedir.
United Airlines şirketine ait, 93 sefer sayılı uçağın yolcuları, 11 Eylül 2001 günü San Francisco'ya doğru yola çıktıklarında, ABD tarihinde düzenlenmiş en büyük terörist saldırının bir parçası olacaklarından habersizdiler. Uçuş 93 filmi, uçak ekbinden yolculara, o gün uçakta bulunan 40 kişinin yaşadığı korku, dehşet ve cesaret duygularını olabildiğince gerçek varsayımlar kurarak anlatmaya çalışmıştır. 11 Eylül 2001 günü, dünya politik tarihinde yeni bir dönemin başlangıcı olarak algılandı. UA93 sefer sayılı uçağın yolcuları, bu yeni dönemin en acımasız gerçeğiyle yüzleşmek zorundadır. Dünya Ticaret Merkezi'ne düzenlenen terörist saldırı haberini bir şekilde öğrenen yolcular, başlarına gelen felaketin bilinciyle bir karar vermek zorunda kalacaklardır.
Alejandro Gonzales Inarritu'nun Guillermo Arriaga ile beraber çıktıkları yoldaki üçüncü filmi olan Babil'in oyuncu kadrosunda Brad Pitt, Cate Blanchett ve Gael Garcia Bernal gibi oyuncular yer almıştır.
Filmin hikayesi 2027 yılının Londra'sında geçmektedir. Theo Faron (Clive Owen), geleceğin bu dağılmış dünyasında kendi halinde yaşayan bir adamdır. Dünya'da büyük yıkımlar yaşanmış ve en sağlıklı kalmış yer olarak İngiltere öne çıkmaktadır. Bu sebeple ülkeye her yerden ciddi bir mülteci akını gelmektedir. Ayrıca kısırlık dünyanın üstüne bir felaket olarak çöreklenmiş ve yaşayan en genç insan olan 18 yaşındaki bir kişi de ölmüştür. Artık dünyaya yeni bebekler doğmamaktadır.
2. Dünya Savaşı’nın Avrupa’yı kasıp kavurduğu yıllardayız. 130.000 Kuzey Afrikalı, Fransız ordusuna katılarak ülkeyi Naziler’den korumak için savaşmaktadır. Daha önce hiç adım atmadıkları bu toprakların özgürlüğü için savaşan bu insanlardan Said, Mesud, Abdülkadir ve Yaser kazandıkları zaferlerle kahraman ilan edilirler. Avrupa genelinde ve Fransa özelinde, bugünün dışlanan göçmenlerinin babalarının bir zamanlar kahraman olarak karşılandığını anlatan İsimsiz Kahramanlar, günümüz politikalarının da ciddi bir sorgulamasını yapmıştır.
Kafası karışmış olan Amerikalı Rebecca (Natalie Portman), ABD’yi terk etmiştir. İsrailli sevgilisi ile nişanı bozduğu anda bir taksiye biner. Taksi şoförü de bir kadındır. Rebecca, şoför Hanna’dan kendisini bulunduğu yerden herhangi başka bir yere götürmesini ister. Bir an önce olduğun yerden uzaklaşmak istemektedir. Hanna, o sırada Ürdün’ün doğusundaki Serbest Bölge’ye gitmektedir. Kocasının ortağı olan bir Amerikalı ile buluşacaktır. Rebecca da onunla gider. Vardıklarında ise, aradıkları kişinin orada olmadığını Filistinli Leila’dan öğrenirler. Bunun üzerine Leila da onlara katılır ve üçü birlikte Amerikalı adamı aramaya başlayacaktır.