Renkli
12 yaşındaki Minna’nın hayatı, babasının nişanlısı Helena ve onun kızı Jenny’nin evlerine taşınmasıyla altüst olacaktır. Bir gece Minna, rüyaların kontrol edilebildiği bir dünya keşfeder.
Marona'nın Fantastik Hikayesi filmi, bir kaza geçiren Labrador cinsi bir köpeğin başından geçenleri anlatıyor. Şansız bir kaza geçiren Marona, kazanın ardından daha önce yaşadığı tüm evleri ve deneyimleri düşünmeye başlamıştır.
Walt Disney'in aynı adlı 1955 animasyon filminin canlı aksiyon uyarlamasıdır.
2017 yapımı Can Dostum filminin devam halkası olan Dostumun Yolculuğu filmi, köpek Bailey’in yaşamında kurduğu bağları bizlerle paylaşıyor.
Yıldızlara Doğru filmi, astronot Roy McBride'ın (Brad Pitt) gerçekleştirdiği uzay yolculuğuna odaklanıyor. Yıllar önce kaybolan babasını bulmak için uzayın derinliklerine gönderilen bir astronotun bu yolculuğu hem uzaya hem de kendisine dair bir çok soruya yanıt aradığı zorlu bir göreve dönüşecektir.
Süper güçlere sahip, güzel bir kadın olarak dünyaya düşen Carol Danvers, gezegeni keşfettikçe kimi görüntüler hatırlamaya başlar. Geçmişte gezegenimizde yaşadığını ve burada bir hayatı olduğunu hatırlamaya başlayan genç kadının güvenebileceği tek kişi ise SHIELD çalışanı Nick Fury'dir.
I Am Mother filmi, bir robot tarafından büyütülen genç bir kızın hikayesini anlatmaktadır. İnsan nesli, dünya üzerinden silinmiştir. Nüfusun tükenmesinden sonra, dünya nüfusunun yeniden canlandırmak için özel bir robot tasarlanmıştır. Anne adı verilen bu robot, genç bir kızı büyütmekle görevlendirilmiştir.
Ayka filmi, Moskova’da yasa dışı bir hayat süren ve aldığı borcu ödemek içi zorlu bir mücadele veren genç bir kadının hikayesini anlatıyor. Hamile olan genç kadın Ayka, bebeğine bile bakacak kadar maddi güce sahip değildir. Ayka, bebeğinin doğumunun ardından onu hastaneye bırakmak zorunda kalır. Aldığı borçları ödeyebilmek için derhal işinin başına dönen Ayka, üstüne üstlük maaşını da alamayıp işten atılır. Yaşayacak yeri ve parası olmayan Ayka, göçmenlerle dolu bir pansiyona yerleşir. Bir ranza üzerinde yaşamak zorunda kalan Ayka’nın aklında olan tek şey, ödeyemediği borcudur. Çalışma izni olmayan genç kadın, bir yandan Moskova’nın mülteci mahallelerinde sokak sokak dolaşıp iş ararken, diğer yandan da doğum sonrası oluşan kanaması ile uğraşmaktadır. Acaba genç kadın tüm bu zorlukların üstesinden gelip borcunu ödeyebilecek midir?
Mirasçılar filmi, hayatın zorlu şartlarında mücadele eden iki kadının hikayesini bizlere anlatıyor. Chela (Ana Brun) ve Chiquita (Margarita Irún) uzun yıllar birlikte olan bir çifttir. Yıllar geçtikçe artık yaşantılarında belirli bir rol dağılımı olmuştur. Dışa dönük bir yapıya sahip olan Chiquita, hayatlarını yönetmekten sorumludur. Chela ise evden dışarı çıkmayı pek hevesli olmayan, tüm zamanını resim yaparak geçiren biridir. Maddi zorluk yaşayan çift, her birinin birçok anısı olan eşyalarını satmaya başlar. Fakat işler daha da kötüye gidip borçlar ödenemediğinde Chiquita hapishaneye girmek zorunda kalır. Chela, artık yapayalnızdır ve hayatını kendi geçindirmek zorundadır. Para kazanmak için şoförlük yapmaya başlar. Bu sırada tanıştığı Angy (Ana Ivanova), onun kendisini yeniden tanımasına sağlayacaktır.
Vinayak, 1920’li yılların başında annesi ve kardeşiyle beraber Tumbbad’da yaşamaktadır. Geçim sıkıntısı yaşayan aile, ufak tefek işlerle para kazanmaya çalışmaktadır. Evin büyükannesi, zincirli bir odada yaşamaktadır ve onun yanına sadece Vinayak’ın annesi girmektedir. Köylüler, Vinayak ve ailesinin yaşadığı konakta altın olduğunu düşünür ve onlara göre altının yerini bilen tek kişi büyükannedir. Vinayak, bir gün büyükannesini beslemek zorunda kalınca ilk defa gizemli odaya girme imkanı bulur. Ancak burada pek de hatırlamak istemediği korkunç tecrübeler edinir. Yaşananların ardından annesi tarafından zorla evden uzaklaştırılan Vinayak, Tumbbad'ı terk eder. Ancak şimdi aradan geçen 15 yılın ardından geçmişte bahsedilen altınları bulma ümidiyle köyüne geri döner. Ailesi hakkındaki karanlık sırrı öğrenir altınları bulan genç adam servet sahibi olur. Aradan geçen yıllar onun daha da açgözlü olmasına neden olmuştur. Para için yeniden Tumbbad yolunu tutan Vinayak’a bu sefer oğlu da eşlik edecektir. Ama bu sefer onları kötü bir sürpriz beklemektedir.
Joan Castleman (Glenn Close) "her başarılı erkeğin arkasında bir kadın vardır" sözünün yaşayan kanıtıdır. İlerlemiş yaşına rağmen hala güzel, zeki ve yetenekli olan Joan, 40 yıllık evliliğinde eşi için her şeyi yapan bir kadın olmuştur. Kendi yeteneğini feda ederek eşinin yükselen edebi kariyeri için elinden geleni yapmıştır. Bu süreçte eşinin sadakatsizliklerini ve bahanelerini de görmezden gelmiştir. Ancak onun da bir yere kadar dayanma gücü vardır. Joan eşine verilen Nobel ödülünü almaya gittiği yolculuklarında eşinden ayrılmaya karar verir. Ancak bu durum, egosu yüksek olsa da her konuda Joan'a bağımlı olan eşi ile Joan'ın arasındaki hassas dengeyi zorlamaya başlayacaktır.
Miriam’ın boşandığı kocası Antoine Besson (Denis Ménochet) aslında hoş bir adamdır. Bir hastanede güvenlik görevlisi olarak çalışan Antoine, amirleri ve meslektaşları tarafından saygın biri kişi olarak kabul görmektedir. Üstelik on bir yaşındaki oğlu Julien’e de yakın olmaya çalışan bir babadır. Bu yüzden de oğlu Julien’in velayetini almak istemektedir. Asıl sorun şudur ki herkes Antoine’yi ne kadar iyi biri gibi olarak görse de iki çocuğu ve karısı, onu tamamen farklı biri olarak görmektedir. Geçmişinde melek olmaktan çok uzak olan Antoine, evde sürekli bir korku atmosferi yaratmıştır. Ortak vesayet altındaki Julien, annesinin şiddete meyilli olarak yansıttığı babasıyla aşırı korumacı annesi arasında kalınca durumu kontrol altına almaya karar verecektir.
22 yaşındaki Thomas, uyuşturucu bağımlılığı sorununu çözememektedir. Son çare olarak; Fransız dağlarındaki uzak bir evde, kendisi gibi aynı sorunları yaşayan ve bundan kurtulmak isteyen, farklı ülke ve kültürlerden gelen gençlerin yer aldığı topluluğa katılır. Ev bir Katolik rahip tarafından kontrol edilmektedir. Gençler zamanlarını düzenli bir şekilde ibadet ederek, birlikte dayanışma içinde çalışarak geçirmektedir. Topluluğa katılan herkes kendisini bu yere tamamen teslim etmeyi başaramaz. Thomas da zamanla topluluktan aldığı güçle zorlu koşullara karşı mücadele etmeye başlayacaktır. Yakınlarında yaşayan bir kızla tanışan Thomas, onun yardımıyla yavaş yavaş yeni hayatına merhaba diyecektir.
Christine McPherson (Saoirse Ronan), namıdiğer “Uğur Böceği” her ne kadar annesi gibi olmamak için çaba gösterse de bunu başaramayıp tıpkı onun gibi olan bir gençtir. Uğur Böceği’nin hemşire olan annesi, eşinin işini kaybetmesinden sonra ailesini geçindirmek için durup dinlenmeden çalışmaktadır. Lise son sınıfta okuyan Uğur Böceği’nin yaklaşan üniversite tercihinin yarattığı stresin yanında bir de ergenlik sorunları, sosyal hayatında yaşadığı zorluklar ve annesi ile arasındaki zıtlaşmalarla uğraşmakatadır. Bunaldığı yaşantısından uzaklaşmak isteyen Christine, üniversite eğitimi için New York'a gitmek istemedir.
Tokyo'da yaşayan Osamu (Lily Franky) ve eşi Nobuyo Shibata (Sakura Ando), düzenli bir işleri olmadığından maddi imkansızlıklarla boğuşmakta ve bu yüzden hırsızlık yapmaktadırlar. Yine bir gün Osamu ve oğlu bir marketten yiyecek bir şeyler çalıp eve dönerlerken küçük bir kızla karşılaşırlar. Soğuktan donmak üzere olan bu kızı evlerine götürürler. Ancak gizli bir sırrın ortaya çıkması ailenin ve küçük kızın hayatını tamamen değiştirecektir.
Bohemian Rhapsody filmi; Queen grubuna, müziklerine, klişelere meydan okuyan ve kuralları yıkarak dünyanın en sevilen sanatçılarından biri haline gelen simge haline dönüşen solistlerine bir saygı duruşu niteliği taşımaktadır.
Katja, eşi Nuri ve 6 yaşındaki oğlunu bir patlamada kaybetmiştir. Yaşadığı acıdan sonra yıkılan Katja’nın tek isteği, terör saldırısının kimler tarafından neden yapıldığını öğrenmektir ve bunun için mahkemeye başvurur. Saldırı ile ilgili ortaya çıkan deliller Neo-Nazi bağlantılarına işaret eder. Fakat mahkeme delilleri yetersiz bulup zanlılara ceza vermez. Karar karşısında öfkeye kapılan Katja, kendi adaletini sağlamak adına yollara düşer.
Yeşil Rehber filmi, ünlü bir piyanist ve konser turu kapsamında onun şoförü olarak görev yapan Tony’nin (Viggo Mortensen) hikayesini bizlerle paylaşıyor. En İyi Film Oscar'ının sahibi olan Viggo Mortensen ile "Ay Işığı" filmi ile Oscar’ı kazanan Mahershala Ali’nin başrolünde yer aldığı dram türündeki filmin yönetmeni Peter Farrelly.Senaryosunu yönetmen Farrelly, Brian Hayes Currie ve Nick Vallelonga’nın birlikte yazdığı filmin oyuncu kadrosunda Linda Cardellini, Don Stark, David An, Sebastian Maniscalco gibi oyuncular yer alıyor.
Filmin seslendirme kadrosunda Craig T. Nelson, Holly Hunter, Sarah Vowell, Brad Bird, John Ratzenberger, Samuel L. Jackson, Bob Odenkirk, Jonathan Banks, Sophia Bush ve Catherine Keener gibi oyuncuların yer aldığı yapımda ilk filmin yönetmeni ve senaristi Brad Bird yeniden yönetmen koltuğunda yer alıyor.
Scott Mosier ve “Evcil Hayvanların Gizli Yaşamı” filminin yardımcı yönetmeni Yarrow Cheney’nin yönetmen koltuğunda oturduğu filmde Grinç karakterini “Sherlock” dizisi ile yıldızı parlayan ve Marvel Sinematik Evreni’nin Doktor Strange’i olarak Hollywood yıldızlığına yükselen Benedict Cumberbatch seslendiriyor. Filmin orijinal seslendirme kadrosunda “Parks and Recreation” dizisinden tanıdığımız Rashida Jones, üç Oscar adayı Angela Lansbury, Kenan Thompson, Cameron Seely ve Pharrell Williams yer alıyor.
Kore'de evli bir adamla ilişki yaşayan aktris Younghee (Kim Min-Hee), içinde bulunduğu durumdan dolayı kendisini baskı altında hissetmektedir. Günlerini mutsuz bir şekilde geçirmeye başlamış ve bir süre sonra her şeyden vazgeçmşitir. Sevdiği adamın onun yanında olacağını söylemesine rağmen Youghee ona güvenmemektedir. Sürekli düşünmeye ve kendini sorgulamaya başlayan Younghe, sevginin insan hayatında ne kadar önemli olduğunu anlamaya başlayacaktır.
Araba tamircisi olan Tony ve eşi Shirine sade bir hayat yaşamaktadırlar. Mutlu çift, doğacak çocukları için günleri saymaktadır. Yaşadıkları sokakta uzun süreden beri altyapı çalışması vardır. Lübnan’dan Filistin’e göç eden, çalışmalardan sorumlu şirketin ustabaşı olan Yasser, Tony’nin balkonundaki su giderinin akıttığını fark eder. Tony’nin evine gidip su giderini tamir etmek isteyen Yasser, Tony’nin sert tavırlarıyla karşılaşınca onu dışarıdan onarmak zorunda kalır. Yasser ve Tony’in tamirat yüzünden aralarında başlayan zıtlaşma giderek daha şiddetli bir noktaya taşınır ve ikili kavgaya tutuşur. Sorun mahkemeye taşınınca ikisi arasındaki mesele artık bir kamu davasına dönmüştür.
