İngilizce
Marilyn Monroe ile Dean Martin'in başrollerini paylaştığı, George Cukor tarafından yönetilmiş ancak tamamlanamamıştır. Marilyn Monroe'nun ölümünden hemen önceki günlerde çekilmeye başlanmış, fakat Monroe'nun hayatındaki iniş çıkışlar ve sonunda da ölümü nedeniyle bitirilememiştir. Filmin çekilen kısmı 1989 yılına kadar Fox film arşivinde saklanmıştır. Sonradan montajlarla tamamlanıp 2001'de yayımlanmıştır.
Batının Zaferi (How the West Was Won) filmi, En İyi Film ödülü de olmak üzere, 8 dalda Oscar ödülüne aday gösterilmiştir. En İyi Özgün Senaryo, En İyi Ses Miksajı ve En İyi Film Kurgusu dallarında Oscar ödülüne layık görülmüştür. Filmin diğer önemli özelliklerinden biri ise çok pahalı bir sistem olan 'Cinerama' tekniği ile çekilmiş olmasıdır. Yönetmenliğini John Ford, Henry Hathaway ve George Marshall'ın paylaştığı filmin oyuncu kadrosu da oldukça geniştir.
Western türünün en önemli yapımlarından biri olan Kahramanın Sonu filmi, western türünün en başarılı ve gözde isimlerinden John Ford tarafından yönetildi. Filmin başrollerinde de James Stewart ve John Wayne yer aldı.
Lolita filmi, orta yaşlı bir kolej profesörünün 14 yaşındaki bir kıza delicesine tutkusunu anlatmaktadır. Vladimir Nabokov'un romanından Stanley Kubrick tarafından sinemaya uyarlanmıştır. En İyi Uyarlama Senaryo dalında Oscar ödülüne ve Venedik Film Festivali'nde de Altın Aslan ödülüne aday gösterilmiştir.
Pembe Panter serisi, Dr. Garipaşk (Dr. Strangelove, 1964), Bir Yerde (Being There, 1979) ve Tatlı Budala (The Party, 1968)’nin de aralarında bulunduğu yetmişten fazla yapımda rol alan Oscar ödülü adayı Peter Sellers, Toreadorların Valsi filminde hem komedi hem de drama alanlarında ne kadar büyük oyuncu olduğunu tekrar göstermiştir.
Gizli Hakikatler filmi, Avusturyalı psikolog ve psikanalizin kurucusu Sigmund Freud'un gençlik yıllarını anlatmaktadır.
7 dalda Oscar adaylığı bulunan Denizde İsyan (Mutiny on the Bounty) filmi, oyuncu kadrosuyla göz doldurmasının yanında müzikleriyle de dikkat çekmektedir. Bu filmi benzerlerinden ayıran şey, epik tarafıdır. Yönetmenliğini Lewis Milestone’nın üstlendiği filmin başrollerinde Marlon Brando,Trevor Howard ve Richard Harris gibi oyuncular yer almıştır.
Yönetmen Alfred Hitchcock, Kuzey Kalifoniya'da tatil yaparken gazetede gördüğü bir haberden etkilenir ve bu olay ile Daphne du Maurier’in kısa bir öyküsünü birleştirir. Kuşlar (The Birds), kuşlardan yarattığı gerilimle takdiri hak eden bir film olarak karşımızda duruyor.
Las Vegas striptiz kulübünde ihtimal verilmeyecek 2 adam randevulaşır. Samuel Hill bir çöl madencisidir ve Benjamin Jabowski de şehirden bir John Birch Society züppesidir.
Sevgili oğlu 2. Dünya Savaşı'nda öldürüldüğünden beri, Bertha Jacoby (Rosalind Russell) tüm Japonya'ya karşı kin beslemektedir. Ancak damadı (Ray Danton) Tokyo'da diplomatik bir pozisyon teklif edildiğinde, o ve kızı (Madlyn Rhue) gelip onlarla yaşamasını önerecektir. Gemide, dul Bertha geçici olarak saraylı dul Koichi Asano (Alec Guinness) ile arkadaş olur. İlişkileri geliştikçe kızı ve damadı kendi önyargılarıyla başbaşa kalacaklardır.
Annie (Bette Davis) fakir bir kadındır ve yaşamını New York’ta köşebaşında elma satarak kazanmaktadır. Annie’nin kızı Louisa henüz bebek iken İspanya’ya gönderilmiş ve o zamandan beri anne kız hiç karşılaşmamışlar ancak mektuplaşmaktadırlar. Annie, kızına kendisini New York sosyetesinin önemli bir ismi olarak tanıtmaktadır. Ne var ki Louisa bir gün annesine bir kontun oğluyla nişanlandığını ve nişanlısının ailesini tanıtmak için New York’a geleceğini yazar. Yakında yalanı ortaya çıkacak olan Annie, endişeye kapılacaktır.
Nürnberg Duru, İkinci Dünya Savaşı sırasında yaşanan gerçek olaylara odaklanıyor. Film hükümet tarafından işlenen suçlara alet edilen vatandaşları konu alır. Nazi rejimi döneminde yaptıkları insanlık suçlarının görüşülmesi için mahkemeye çıkan dört hakim, dönemin meşhur kurumu Nürnberg Mahkemeleri’nde yargılanmaktadır. Mahkeme esnasında ortaya çıkan kirli çamaşırlar hem kurumların hem de insanların güvenirliğini sarsacak cinstendir.
Film, vahşi tarafta yaşayan bir doktorla tanışan genç ve çekingen bir kızın hikayesini konu edinmiştir. Doktorla bu genç kız arkadaş olurlar. Ancak kendi inançları, ilişkileri için zorluklar yaratacaktır.
Genç İngiliz kadın Jo (Rita Tushingham), alkolik annesi Helen'in (Dora Bryan) kasvetli günlük hayatının dışında aşkı bulmak için mücadele etmektedir. Jo siyahi bir denizciyle kısa bir kaçamak yapınca ve Helen de yeni bir sevgiliyle bir ilişki yaşayınca zaten gergin olan ilişkileri daha da gerginleşir. Jo, hamile olduğunu anlayınca daha fazla zorlukla karşı karşıya kalır. Ancak Geoffrey (Murray Melvin) adında tuhaf ama düşünceli bir eşcinsel öğrencinin yanına taşınarak ondan destek bulacaktır.
Klasikleşmiş, olgun kadın-genç erkek ilişkisini ele alan ve döneminin önde gelen eserlerinden biri olan filmde (ve romanda), kendisini sık sık ihmal eden uzatmalı sevgilisi Roger'yle (Yves Montand) Paris'te yaşayan orta yaşlı, başarılı iç dekoratör Paula'nın (Ingrid Bergman) teselliyi Amerikalı bir müşterisinin genç oğlu Philip'te (Anthony Perkins) bulması anlatılmaktadır. Paula kendisine kompliman yapan bu nazik gençle bir aşk yaşarken, aklı başına gelen Roger, önce çapkınlıklarına son vereceğine söz verip sonra da Paula'ya evlenme teklif ederek onu tekrar kazanma çabasına girecektir. Başlıca rollerinde Ingrid Bergman, Yves Montand ve Anthony Perkins'in oynadıkları filmin müziğini Georges Auric yapmıştır.
Johnnie Byrne (Peter Finch), 42 yaşında oldukça popüler bir politikacıdır. Çalkantılı hayatı, bir sonraki seçimleri kazanma hırsına rağmen problem teşkil edecek, politik kariyeri mi yoksa sevdiği kadını mı seçeceği sorusu kendisi için zorlu bir karar olacaktır. 1961 yapımı film, Wilfred Fienburgh'ın aynı isimli romanından perdeye uyarlanmıştır.
Alistair MacLean’in romanından uyarlanan film, tüm zamanların en başarılı savaş filmlerinden biri olarak kabul ediliyor. Bunda senaryo kadar, parlak oyuncu kadrosunun da etkisi var. Ayrıca göz alıcı efektleriyle Oscar ödülü kazandığını da belirtmek gerek.
Müzikal türündeki filmlerde standartları belirleyen kült filmlerden biri olan Batı Yakasının Hikayesi, unutulmaz şarkılara, başarılı koreografilere ve Romeo ile Juliet'in trajedisine sahip bir film.
Film, yazar Truman Capote'nin aynı isimli romanından sinemaya uyarlanmıştır.
Ünlü oyuncu Marlon Brando'nun yönetmenliğini yapıp başrolünde de görev yaptığı filmde Brando'ya Karl Malden, Pina Pellicer ve Katy Jurado eşlik ediyor.
Londra ve çevresindeki evlerde yaşayan Dalmaçya cinsi köpeklerin çalınmasi olayları günden güne artmaktadır. Günün birinde aynı şey, Pongo ve Perdy adlı Dalmaçya köpeklerinin yeni doğan yavrularına da olacaktır.