Yunanca
11. yaş gününü kutlamakta olan Angeliki (Chloe Bolota), doğum gününde ailesiyle beraber yaşadığı evin balkonundan birden kendisini aşağıya bırakır. Üstelik yüzünde kocaman bir gülümseme vardır. Yetkili kurumlara göre apaçık bir intihar olarak görülen bu vakaya dair soruşturma açılır. Ancak aile yaşanan bu kötü olayın bir kaza olduğu konusunda ısrar edecek ve bunun dışındaki tüm ihtimallere karşı sessiz kalacak ve hayatlarına kaldıkları yerden devam edecektir.
Sıkıcı fabrika kasabasında sıkışıp kalan 23 yaşındaki Marina (Ariane Labed), hem babasının yaklaşan ölümünü hem de diğer insanlardan hoşlanmamasını kendi insafına bırakmıştır. Marina, bir yabancı hayatına girene kadar, insan türünün garip ve itici olduğunu düşünmektedir.
Yunanistan'ın çıkardığı en büyük yönetmenlerden biri olan Theodoros Angelopoulos'un bol ödüllü Sonsuzluk ve Bir Gün filmi, yarıştığı sene Altın Palmiye ödülünü de kazanmayı başarmıştı. Filmin günümüzde halen çalınan müzikleri de sinema tarihinde iz bırakmıştır.
1923 Yılı bir İzmir gecesi... Bir Rum Meyhanesinde şarkı söyleyen Adriananın sahneden iner inmez doğum sancıları tutar ve o gece kızı Marika dünyaya gelir. Daha sonra Mübadele kararının çıkması ile Marika ve ailesi diğer Rumlarla beraber zorunlu olarak Yunanistan'a göç ederler. Ailesi Yunanistan'a göç eden tüm Anadolu Rumları, Yunanistan'da dışlanır ve hor görülür ve sefil barakalarda yaşamak zorunda kalırlar. Daha sonra annesi gibi bir rembetiko şarkıcısı olan Marika özlemlerini, dışlanmışlıklarını, hüzünlerini ve sefaletlerinin acısını, rembetiko şarkıları ile tüm dünyaya haykırmaya başlayacaktır.
Yönetmenliğini Mihalis Kakoyannis’ın üstlendiği filmin oyuncu kadrosunda Anthony Quinn, Alan Bates ve Irene Papas yer almıştır. Film, 7 dalda Oscar'a aday gösterilip 3 dalda Oscar ödülü kazanmıştır.
Kuraklıktan muzdarip olan göçebe çobanlar, bol tatlı su bulunan bir balıkçı kampında yaşamaya başlarlar. Bu durumdan rahatsız olan köyün kadınları saklanırlar.
Alistair MacLean’in romanından uyarlanan film, tüm zamanların en başarılı savaş filmlerinden biri olarak kabul ediliyor. Bunda senaryo kadar, parlak oyuncu kadrosunun da etkisi var. Ayrıca göz alıcı efektleriyle Oscar ödülü kazandığını da belirtmek gerek.
Yunanistan'ın liman kenti Pire'de yaşayan; herkesin sevgilisi, hayat dolu, şakacı, altın kalpli ve tuhaf bir fahişe olan Ilya (Melina Mercouri) ile Yunan kültürü, tarihi ve hayat tarzıyla büyülenmiş eğitimli bir Amerikalı olan Homer (Jules Dassin)'ın hikayesi anlatılmaktadır.