İtalyanca
İtalyan korku sinemasının bir örneği olan Şeytanın Maskesi filmi, Mario Bava'nın ilk uzun metrajlı filmidir. Başrolde mezarından kaçan lanetli bir cadı ile bir büyücünün güzel torunu olmak üzere iki farklı karakteri canlandıran Barbara Steele yer almıştır.
Başrollerinde Alberto Sordi, Vittorio Gassman, Silvana Mangano ve Romolo Valli'nin olduğu film bir komedi filmi olmasına karşı 1. Dünya Savaşı'nın vahşetini konu edinmiştir.
Cabiria'nın Geceleri filmi; mutsuz, melankolik ve ümitsiz bir fahişe olan Cabiria, Roma'nın destansı sokaklarında gerçek aşkı arayan ancak her seferinde başka bir hayal kırıklığı yaşayan zavallı bir kadının hikayesini anlatmaktadır. Tek isteği kendisini olduğu gibi kabul edip sevebilecek birini bulabilmektir ama hayat her zamanki gibi ona yine zalimce davranmaktadır. Cabiria, daha önce tüm hayallerini mahveden Giovanni isimli sinsi adamın yaşattığı dramı üzerinden atmak ister ve her şeye sıfırdan başlayabilmek niyetindedir. Tam da bu anda Oscar (François Périer) adında biri çıkar karşısına. Acaba Oscar da diğerleri gibi midir?
Liseli genç bir çiftin babaları ile kendi aşkları arasında yaşadıkları macerayı konu edinmiştir. 7. Berlin Uluslararası Film Festivali'nde Mario Monicelli, En İyi Yönetmen Gümüş Ayı ödülünü kazanmıştır.
Donatella, bir cüzdan bulmuş ve onu sahibine, zengin bir Amerikalıya geri vermeye karar vermiştir. Zengin Amerikalı, bunun karşılığında onu işe alacaktır. Elsa Martinelli, filmde göstermiş olduğu performas ile 6. Berlin Uluslararası Film Festivali'nde En İyi Kadın Oyuncu dalında Gümüş Ayı ödülünün sahibi olmuştur.
Yönetmenliğini Daniel Mann’ın üstlendiği filmin başrollerinde Anna Magnani, Burt Lancaster rol almaktadır.
Romeo ve Juliet filmi, Renato Castellani tarafından yönetilen 1954 yapımı İtalyan filmidir. Film, Shakespere'in ünlü oyununun beyaz perdeye uyarlanmasıdır.
Sonsuz Sokaklar filminde dünyaca ünlü İtalyan yönetmen Federico Fellini, yeni gerçekçilikle sirk masallarını birleştirmiştir. En İyi Yabancı Film dalında Oscar'ı kazanan eser için yapılmış en dokunaklı filmlerden biri olduğunu kabul edilmektedir.
1954 tarihli İtalya’ya Yolculuk filmi, kelimenin sözlük anlamında ezber bozucu bir yapım olarak, sinema tarihinde ilginç bir yerde durmaktadır. Film ayrıca zamamında haksız yere eleştirilmiştir.
Günahkar Gönüller filmi, 1866 yılında Avusturya işgali altındaki Venedik'te geçmektedir. Film Avusturya işgalinin son günlerinde Venedik'te işgalcilere karşı tepkilerin dorukta olduğu bir zamanda, direnişin başındaki Kont Ussoni'nin evli yeğeni Kontes Livia Serpieri'nin Avusturyalı Teğmen Franz Mahler'le yaşadığı yasak aşkı anlatmaktadır.
Amerikan komedisi bu romantik film, efsane şarkıcı Frank Sinatra’nın filme adını veren unutulmaz şarkısıyla En İyi Film Müziği ödülünü kazanmıştır. Yönetmenliğini Jean Negulesco’nın yaptığı filmin başrollerini Dorothy McGuire, Jean Peters ve Maggie McNamara paylaşmaktadır.
Paul Anthelme’nin Nos Deux Consciences isimli tiyatro oyunundan sinemaya uyarlanan filmin yönetmeni, sinema tarihinin efsane kişiliklerinden Alfred Hitchcock'tur.
Hollywood dünyasında yapılan en iğneleyici ve en alaycı filmlerden biri olan Sarışın Şeytan, pek çok nedenle benzerleri arasından öne çıkmaktadır.
Aylaklar filmi sinema tarihinin en önemli isimlerinden birinin, İtalyan yönetmen Federico Fellini'nin sinemada yapacağı büyük devrimin habercisi niteliğindedir.
İki Paralık Umut (Due soldi di speranza) Renato Castellani tarafından yönetilen 1952 İtalya filmi.
Beyaz Şeyh filmi, yeni evli bir çiftin balayı için Roma'ya gitmesinin ardından gelişen olayları anlatmaktadır.
Roberto Rossellini'nin yönetmen koltuğunda oturduğu film, 2. Dünya Savaşı sonrası Roma'da geçmektedir. Amerikan asıllı Girard ailesi ayrılmak zorundadır. Irene ve oğlu Michel savaşın etkilerinden kendilerini korumaya çalışmaktadırlar.
Filmin başlığında adı geçen beş şehir: Roma, Paris, Berlin, Londra ve Viyana'dır.
Film, bir kaçağın Cenova'ya gelmesini ve burada İtalyan bir kadın ve onun kızıyla olan ilişkisini anlatmaktadır.
Filmin oyuncu kadrosunda Tyrone Power (Andrea Orsini) ve Orson Welles (Cesare Borgia) yer almıştır. Film, 22. Akademi Ödülleri'nde 2 dalda Oscar'a aday gösterilmiştir.
Başrollerini Antonio Arcidiacono ve Giuseppe Arcidiacono'nun paylaştığı filmde, Sicilya'daki bir balıkçı köyünde yaşananlar anlatılmaktadır. Sicilya kırsalında yaşayan balıkçılar, açgözlü toptancıların insafına bırakılmışlardır. Bir balıkçı ailesi ise, her şeyi göze alarak ve kendilerini riske atarak kendi tekneleriyle özgürce çalışmayı sürdürmektedir.
Köylü bir kız ortadan kaybolmuştur. Kızın bir Yahudi ritüel cinayetinin kurbanı olduğuna dair söylentiler dolaşmaya başlamıştır. Köydeki tüm Yahudiler tutuklanır ve dünyada sansasyon yaratan bir dava hazırlanır.