İtalyanca
Olaylar toplumun büyük bir kısmının hala feodal aile düzeni içinde bir yaşam sürdüğü 1960'lı yılların Sicilya'sında geçmektedir. Kalabalık Ascalone ailesinin büyük kızı Matilde'nin (Paola Biggio) nişanlısı Peppino Califano (Aldo Puglisi), Matilde'nin 16 yaşındaki kızkardeşi Agnese'i (Stefania Sandrelli) baştan çıkarır ve onunla ilişkiye girer. Ailenin reisi despot baba Vincenzo Ascalone (Saro Urzi) küçük kızı Agnese'in hamile olduğunu anladığında bunu Peppino'nun yaptığını öğrenir ve ondan büyük kızını bırakıp küçük kızı ile evlenmesini ister.
Bertolucci'nin yönetmenliğini yaptığı politik dram türündeki Devrimden Önce filminde, Fabrizio'nun yaşadıkları anlatılmaktadır.
Film, Matta İncili'ne göre İsa'nın Doğuştan Diriliş'e kadar olan hikayesinin sinematik bir yorumudur. Ünlü İtalyan yönetmen Pier Paolo Pasolini'nin İsa'nın hayatını Matta İncili'ne göre anlattığı filmin başrollerini Enrique Irazoqui, Margherita Caruso ve Susanna Pasolini paylaşmıştır.
Vittorio De Sica'nın yönetmenliğini yaptığı, bilhassa Sophia Loren'in üstün performansıyla doruklara ulaşan film, kadın - erkek ilişkileri üzerine yapılmış en eğlenceli ve en başarılı yapımlardan biridir.
Çektiği her Western filmi ile Western türüne yeni bir kült film hediye eden Sergio Leone’nin ustalık mertebesine eriştiği Bir Avuç Dolar filminin başrolünde türün en önemli oyuncularından biri olarak kabul edilen Clint Eastwood yer alıyor.
Birlikte oldukları süreç boyunca ilk defa karısını bırakıp iş gezisine çıkan Amedeo Ferretti (Alberto Sordi), bir iş için Stockholm'e gider. İsveçlerin cinsel özgürlük konusunda oldukça rahat olduklarını düşünen Ferretti, burada yaşayacağını düşündüğü uçuk kaçık ilişkilerin hayallerini kurmaktadır. Feribotta karşılaştığı, üniversitede çalışan bir profesör tarafından ülkedeki kadınların oldukça tehlikeli oldukları konusunda uyarılsa bile bekarlığının tadını çıkarmaya kararlıdır.
Filmin 3 bölümünün de ortak teması, kadın cinselliğinin gücü ve erkekler üzerindeki etkisidir. Film biraz da, yönetmen Pietro Germi'nin, o yıllarda çok popüler olan İtalyan Usulü Boşanma (Divorzio all'italiana, 1962) filmindeki sosyal içerikli taşlamaları andırır. Zaten De Sica da 1964'te yine Loren ve Mastroianni'yi birlikte oynatarak, bu kez İtalyan Usulü Evlilik (Matrimonio all'italiana) filmini çekmiştir.
Alfonso (Ugo Tognazzi) adında zengin bir araba satıcısı, kendisine bir arkadaşı tarafından tanıştırılan sessiz, sadık bir Katolik kız olan Regina (Marina Vlady) ile evlenmeye karar verir. Gelinin düğünden sonra güçlü bir cinsel iştahı olduğu, sadece bir bebek sahibi olmayı amaçladığı ortaya çıkacaktır. Hamile kaldıktan sonra gelin, Alfonso'ya olan ilgisini kaybeder.
Luchino Visconti imzalı unutulmaz filmin başrollerini Burt Lancaster, Alain Delon ve Claudia Cardinale paylaşıyor.
En İyi Yabancı Film Oscar ödülü ve birçok ödül alan "Dün, Bugün ve Yarın" filmi, İtalyan mizahını seyircisiyle buluşturuyor. Film, farklı hayatlardan insanların değişik öykülerine ışık tutarak bir şeyler anlatmaya çalışıyor.
Sekiz Buçuk filmi, yeni filmine duyduğu ilgiyi kaybeden bir yönetmenin anılarını ve fantazilerini anlatmaktadır. Usta yönetmen Federico Fellini'nin klasikleşen eserleri arasında yer alan film, yönetmenin hayatından gerçek kesitler içermektedir. Sekiz Buçuk, ele aldığı konu, büyüleyici atmosferi ve psikolojik derinliğiyle sinema tarihinin en önemli filmlerinden biri olmuştur.
Nefret filmi, Jean-Luc Godard'ın efsaneler arasına girmiş, Alberto Moravia'nın "Il Disprezzo" adlı romanından sinemaya uyarlanmıştır. Başrollerde ise Brigitte Bardot, Jack Palance ve Michel Piccoli yer almıştır.
Fransız polis müfettişi Jacques Clouseau, sıra dışı ve son derece yetenekli bir hırsız olan Sir Charles Litton ile ilgilenmektedir. Bu hırsız aynı zamanda oldukça iddialı bir kadın avcısıdır ve İnterpol tarafından da aranmaktadır.
1940'lı yılların Sicilya'sındaki hükümet güçleri, bağımsız parti ve mafya arasındaki belirsiz ve karmaşık dönüşler, Salvatore Giuliano'nun ölümüyle doruğa ulaşacaktır. Film, İtalya'nın en çok aranan suçlu ve ünlü kahramanının ölümünün gerçek hikayesi, Francesco Rosi'nin çığır açan siyasi filmi, Sicilya'nın ve vatandaşlarının, mafya ve hükümet yetkilileri arasındaki karışık ilişkilerinin şaşırtıcı bir açıklamasıdır.
Batan Güneş filmi, 1962 yılında Cannes Film Festivali'nde Jüri Özel Ödülü almıştır. Monica Vitti, Alain Delon ve Francisco Rabal gibi üç dev oyuncuyu bir araya getiren filmin yönetmeni usta yönetmen Michelangelo Antonioni'dir.
Boccaccio’nun Decameron Hikâyeleri’nden yola çıkılarak çekilen filmde, bir ahlak zabıtası olan bir adamın hayatı anlatılmıştır.
Korkunç Orakçı filmi, Bernardo Bertolucci'nin 21 yaşında ilk kez yönetmenlik yaptığı filmdir.
1950'li yılların sonunda Sicilya'nın Agramonte adlı küçük bir kasabasında geçen film, baş kahramanının ağzından dış ses olarak anlatılmıştır. Filmin baş kahramanı Don Ferdinando Cefalù (Marcello Mastroianni) kasabanın soylularından biridir. 18,000 nüfuslu bu kasabada binlerce işsiz ve okuma yazması olmayan insan vardır, ama buna karşılık muhteşem mimariye sahip 24 tane tarihi kilise bulunmaktadır. Mülklerinin büyük bir bölümünü satmak zorunda kalmış olan bu soylu aile eski zengin ve ihtişamlı günlerini gerilerde bırakmıştır. Fefè (yakınları Don Ferdinando'yu bu adla seslenir) atadan kalan son mâlikaneyi amcası ve kalabalık ailesiyle paylaşmak durumundadır. Bütün bunlara rağmen yine de refah düzeyleri oldukça yüksektir.
İş filmi, Ermanno Olmi'nin yönettiği 1961 yapımı İtalyan filmidir. İtalyan Yeni Gerçekçiliği'nin bir örneğidir.
Filmde kızını savaşın kötülüklülerinden korumaya çalışan Cesira (Sophia Loren) adlı bir kadının hikâyesi anlatılmaktadır. Vittorio De Sica ve Cesare Zavattini tarafından Alberto Moravia'nın aynı adlı romanından perdeye uyarlanan filmin başlıca oyuncuları arasında Sophia Loren, Jean-Paul Belmondo, Raf Vallone ve Eleonora Brown yer almıştır.
Rocco Ve Kardeşleri filmi, İtalya'nın güneyindeki yoksulluktan kaçarak endüstri merkezi Milano'da yaşama mücadelesi veren bir ailenin hikayesini anlatmaktadır.
Sinema tarihinin en başarılı isimlerinden biri olan İtalyan yönetmen Federico Fellini’nin en kusursuz başyapıtlarından biri olan film, Cannes Film Festivali’nde Altın Palmiye ödülüyle onurlandırılmıştır.